25 Ağustos 2007 Cumartesi

Sahte Uzmandan Geçilmiyor DİKKAT

Bir konuda alçakgönüllü olmam mümkün değil! Şu anda gazetelerde internet sitelerinde, televizyonda hatta evlerde daha fazla reklam tartışılıyorsa bunda çok ama çok önemli katkım var.

Hadi biraz daha kendini beğenmiş olayım. Türkiye’de reklam eleştirisi tabusunun yıkılmasının nedeni önce 1997 yılında Aktüel Para dergisinde başladığım yazılar.

Daha sonra Hürriyet’te altı yıl boyunca devam ettiğim, şu anda Bugün gazetesinde sürdürdüğüm yazılar.

Bir de bu hafta raflara çıkan ve Genel yayın yönetmenliğini yapmakta olduğum Mediathink isimli sektör dergisindeki yazılar var tabii ki..

Ha bir de üç yıl boyunca CNN’de yapmış olduğum “Atıf Hoca ile Reklam ve Rekabet” programını da unutmamak lazım.

Yaklaşık on yıldır enerjimi reklamı, pazarlama iletişim sektörünü liberalize etmek için çalışıyorum.

Tabii her türlü yazının, eleştirinin arkasına rasyonel koyarak, kuramsal tabana dayandırarak. Öyle de olması gerekiyor.

Ben bir reklam ve halka ilişkiler profesörüyüm. 1984 yılından bu yana da Üniversite’de beyin çatlatıyorum, araştırma yapıyorum. Lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyinde öğrenci yetiştiriyorum. İki yüksek lisans bir doktora derecesine sahibim. Uzmanlığımı reklamcılığın anavatanı ABD’den aldım. Para Dergisi’nde “reklam eleştirilerine” başlamamın nedeni de bu konudaki uzmanlığım idi.. Nasıl diyet, vergi, ekonomi, ortopedi, kadın sağlığı, çocuk psikolojisi konusunda gazete köşelerinde gerçek konu uzmanları bilgi veriyor yorum yapıyorlarsa benim de işlevim aynı olacaktı. Yıllardır bu işlevi titizlikle yürütüyorum. Yazılarıma duyulan ilginin nedeni de bu. İşin içinde olanlar gerçeklere dayalı bilgiyi ve eleştiriyi nereden alacaklarını biliyorlar.

Ama ortalık reklam eleştirisi konusunda epeyce karıştı. Köşeler, köşebaşları, siteler sitebaşları sahte uzmanlardan geçilmiyor. Bazı çekirdekçiler bile bir ortam bulup reklam yorumlamaya başladı. Her zaman olduğu gibi işin cılkını çıkardık. Sap saman derdest oldu.

Tabii ki herkes bir reklamı beğenip beğenmediğini, kararına neden olan beğeni ve beğenmeme noktalarını söyleyebilir, yazabilir, bu bilgiyi paylaşabilir ama reklamları, pazarlama iletişimi olaylarını “uzman” olarak yorumlamak başka bir şey.

Bazılarının işi sebze, meyve, siyaset, sosyal hizmet, kimya, tıp, makine…Ama “bir şekilde” reklam eleştirmeye başlamışlar işte. Yazdıklarıyla yanlış yönlendirmeye, kafa karıştırmaya da devam ediyorlar. Eğer işin içinde değilseniz nereden bileceksiniz değil mi?

Çözüm yanlış bilgi ve kötü eleştiri ile mücadele…Daha fazla ortamda, daha fazla reklamı gerçek uzmanların yorumlaması, kafalardaki şüpheleri ortadan kaldırması. İşte bu nedenle mynet’te birlikteyiz. Her hafta “Akıl Hocası” köşem hiçbir yerde yorumlanmamış reklamları, pazarlama etkinliklerini yorumlayacağım.

Bazen hızımı alamayıp sinema, yedim içtim, siyaset yazılarına da dalarsam kusura bakmayın. Gündem bizi nereler götürür bilinmez.

Ayrıca görüşlerinizi öğrenmek için hazırlayacağım anketleri birlikte yorumlamak ilginç olacak. Tartışmalarımız da çok eğlenceli.

Bir sonraki yazım Atlasjet, Alpet ve Beko reklamlarında gözüme çarpan benzerlik üzerine olacak. Sizin de gözünüze çarpan aynı şey mi bir bakalım bakalım.

Hiç yorum yok: