25 Ağustos 2007 Cumartesi

Cem Uzan'ın ve Genç Parti'nin öyküsünü sanırım bilmeyen yoktur.

Cem Uzan'ın ve Genç Parti'nin öyküsünü sanırım bilmeyen yoktur.

Cem Uzan ortada parti örgütü, parti ideolojisi, parti programı diye bir şey yokken o gün elinde bulunan Telsim bayilerini örgütleyerek bir parti yarattı.

2002 genel seçimleri öncesinde elindeki medya gücünü abarta abarta kullandı.



Ali Taran'ın günün anlam ve önemine uygun geliştirdiği damardan milliyetçi ve anti-Amerikancı mesajları, "dolduruşa getirme" taktikleri ile süsleyerek "nabza göre şerbet veren" bir propaganda kampanyası uyguladı.

O sıralarda devam eden Motorola-Uzanlar "dolandırıcılık" davası ise seçim platformuna "ABD'yi bile dize getiren Türk" söyleminin yayılmasına, Genç Parti'nin yine prim yapmasına yol açtı.

Ve 2002 seçimlerinde Cem Uzan'ın Genç Parti'si % 7 oy alarak Türkiye'yi şaşırttı.

Hatta bazılarımız 21'inci yüzyılda bile medya etkin bir şekilde kullanılarak, kurmaca bir parti, göze de hitap eden uygun bir liderle bir ülkeye faşizmin bile getirileceğine bir kez daha ikna oldu..

Cem Uzan 2002 genel seçimlerden sonra da durmadı. Oyunu yükselmek için meydanlarda AKP iktidarına karşı ciddi bir muhalefet kampanyası yürütmeye başladı.

Ancak Cem Uzan iktidarın üzerine giderken bir şeyi unutmuştu. Açıkları çok olan bir Uzan Holding'in varlığını… (Ya da zaten bu açıkları kapatmak için siyasete girmişti. Orasının çözmek çok da mümkün değil..)

Cem Uzan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a bir miting meydanında "Kalleş!" deyince Uzan şirketlerinin iplikleri bir bir pazara çıkarıldı. Amiral gemileri Telsim, Star TV ve Çukurova Elektirik grubun elinden alındı. O günlerdeki kamuoyu araştırmaları Genç Parti'nin oy oranının % 15'leri geçtiğini ve yükselmekte olduğunu gösteriyordu. Ama devlet Uzanlar'ın yolsuzluk dosyalarını medyanın da desteğiyle açınca Genç Parti kafa üstü çakıldı. % 1'lere geriledi. Bir süre suskun kaldı.

Ta ki altı ay önceye kadar. Liglerin başlamasıyla birlikte özellikle maç aralarında Genç Parti ve Cem Uzan televizyonda bant reklamlarla kendini yeniden göstermeye başladı. İnternette de bu mesajlar kafalara çakılmaya devam etti.

Genç Parti'nin mesajları basit ve hedefini tam kalbinden vuran ama nasıl olacağı, hesabı kitabı belli olmayan mesajlar:

ÖSS'yi kaldıracağız..

Mazot 1 YTL olacak…

Emekliye 14 aylık vereceğiz.

İşsize 350 YTL aylık ücret vereceğiz.

Dilin kemiği yok. Daha önce de Tansu Çiller iki anahtar vermişti, bir ev bir araba..Kimse çıkıp da vermeyince hesabını sormadı. Cem Uzan da toplum olarak balık hafızamıza güvenip salladıkça sallamaya başladı.

Hergün de sallama mesajlara bir yenisi ekleniyor. Ama Uzan'ın sınırlı, dar alanda yaptığı paslaşmalar da etkili oluyor.

Herkes yeniden Genç Parti'yi konuşmaya bu mesajları birbirine aktarmaya başladı.
Yapılan tüm kamuoyu araştırmalarında Uzan'ın oy oranının yeniden % 6.5'lara geldiği, taban oylarını geri topladığı görülüyor.

Üstelik de bilinen nedenlerle medyada Genç Parti haberlerine yer verilmemesine, Genç Parti'nin yok sayılmasına rağmen..

Üstelik de seçmenlerin büyük kesimi Cem Uzan'ı "sahtekar, dolandırıcı, hırsız, çıkarcı, güvenilmeyen adam" şeklinde algılarken..

Genç Parti'nin oyları Cem Uzan'ın hormonlu mesajlarıyla, sadece bant reklamlarla ve internet reklamlarıyla artıkça artıyor.

Ne dersiniz? Cem Uzan'a oy vereceğim diyenler gerçekten ÖSS'nin kalkacağına, mazotun 1 YTL olacağına, emekli olduklarında 14 ay maaş alacaklarına, işsiz kaldıklarında ayda 350 YTL ödeneceğine inanıyorlar mı? "GP'ye oy vereceğim" diyenlere "Niye Uzan?" dediğinizde ise aldığınız yanıtlar ilginç:

"Cesur adam, yakışıklı adam, genç adam, Amerika'yı bile dize getirdi.."



Yoksa…GP'ye oy vereceğim diyenler sisteme olan ümitlerini yitirdikleri için Cem Uzan'ı başa geçirip sistemden intikam mı almaya çalışıyorlar?

Anket Yorum

Sağduyunuza şapka çıkarıyorum. Geçen hafta ankete katılan 2952 okurumdan % 61'i Bülent Ersoy'u "aganigi naganigi" reklamına yakıştıramamışlar. Özür dileyerek söylüyorum. Ben Bülent Ersoy'u hiçbir yere yakıştıramıyorum. Ekranda görünce önce hayretler içinde ne tür bir yaratıkla karşı karşıya olduğumu anlamaya çalışıyorum. Sonra çözemeyip kanal değiştiriyorum. Bu arada fındık reklamına İbrahim Tatlıses'in uygun düşmeyeceğini düşünenler ise sadece % 5. Demek ki bu reklamda Tatlıses oynasa fındık satışları tavan yapacak. Urfalı Tatlıses Karadenizlilere böyle bir kıyak yapar mı dersiniz?

Kritik Köşe Yorum

Ariel'e gördüğünüz gibi leke dayanmıyor.60..70..80…90 sonunda 300. Ariel "300 leke" reklamında beni ilgilendiren bu 300 lekenin özünün temelde üç dört temel maddeye dayanıp dayanmadığı…Mangal lekesi ile soba kurumu lekesinin özü bir değil mi? Eğer öyleyse 300 leke diye abartmanın ne alemi var?

Hiç yorum yok: