25 Ağustos 2007 Cumartesi

mayo giymek neden günah

Mayolu kadın fotoğraflarının bulunduğu reklamlar afiş ilan panolarında yasak mı değil mi?

İstanbul Büyükşehir Belediyesi bu yıl da afiş ilan panolarına reklam veren Zeki Mayo, Nelson, Kom gibi markaların reklamlarına “dini” amaçlı sansür uyguladı mı uygulamadı mı?



Ne olup bittiği net değil..

Elde bir belge var. O belgede de "Söz konusu başvuru Büyük Şehir Belediyesi'nin Reklam Yönetmeliğinin 22’nci Maddesi ve 19.ncu Fıkrasına göre reddedilmiştir." yazıyor. O reddetme de bina giydirmelerine yönelik. Zeki Mayo gibi firmaların sözünü ettiği “günaha” dayalı yasakların “sözlü baskıyla” getirildiği söyleniyor.

Peki söz konusu belgede adı geçen yönetmelik ve 22’nci maddenin 19ncu fıkrası ne söylüyor? Hemen Büyük Şehir Belediyesi Reklam Yönetmeliği’nin ilgili maddelerine bakalım:

Madde 8: Ticaret ve sanayi alanlarında bulunan binaların cephe yüzeyleri, mimari özellikleri göz önünde bulundurularak, vinyl germe yöntemiyle tanıtım alanı olarak kullanılabilir.Reklam alanı olarak kullanılamaz.

Ürün mesajı, uygulama yapılacak cephe yüzeyinin %50'sini geçemez.

Madde 22-19: Tanıtım uygulamaları hiçbir şekilde reklam unsuru içeremez.





Belediye aynen kendini şöyle savunuyor:

“1. Başvuru reklam panoları için değil bina dış cephesi için yapılmıştır.

2. Reddedilme sebebi mayo reklamı olması değil sadece reklam olmasıdır.

Yönetmelik açıktır ve bina dış cephelerinin reklam değil tanıtım amaçlı kullanılmasını zorunlu kılmıştır. “





Belli ki Belediye “reklam” ve “tanıtım” denilen iki ayrı şeyden söz ediyor. Teknik olarak bu iki kavram arasında fark yok ama Belediye’nin yönetmeliğinin bu iki kavrama ayrı anlamlar yüklediği açık.

Belediye sadece firmanın logosunun (yani isminin) yer aldığı uygulamalara tanıtım, fotoğrafla ya da başka bir şekilde ikna mesajına yer verilen uygulamalara ise reklam diyor.

Bina üstlerinde de yönetmelik “tanıtıma” izin verdiği için çıplak kadın fotoğrafının yer verildiği reklamlara izin verilmediği söyleniyor.

Çevrenize binalara, bina üstlerindeki reklamlara bir bakın..Yönetmelikteki bir kavram kargaşasına dayanarak hazırlanan bu savunma ne kadar inandırıcı ? Hiç değil..Hele de “Armina giyim” in “Örtünmek Güzeldir” tanıtımının bina üzerinde nasıl reklam gibi durduğunu gördükten sonra!

Kusura bakmasınlar ama Büyük Şehir Belediyesi mayo reklam yasağı konusunda kıvırıyor. Daha önceki yıllardaki afiş ilan panosu uygulamaları, Çamlıca gibi Belediye’ye ait sosyal tesislerindeki içki yasakları, içkili lokantalara ruhsat alırken çıkarılan zorluklar, dindar-muhazakar diye tanımlanan gazetelerin bırakın reklamı mayolu kadın resmi basmamaları reklam sansürünün varlığını ortaya koyuyor.

Peki neden? Çıplak kadın ve günah arasındaki bağlantıyı kurduran, “mayo reklamlarının asılmasını zorlaştır, sorun çıkar” diyen Tayyip Erdoğan mı, Abdullah Gül mü? Kadir Topbaş mı?





Hayır. Büyük olasılıkla aşağıdaki alt gruplarda neler olup bittiğinden haberi olmayan bu siyasi kişiliklerin “mayo reklamı yasağından da” haberleri yok, üstelik yaşadıkları “merkeze kendini beğendirme sendromu” içinde yasağı da “Bu kadar da olur mu” diye hayretle karşılıyorlar.

Peki sorun İslam’da mı? Hayır asla..İslam eğer doğru yorumlanırsa özgürlüklere çok açık bir din.

Peki sorun nerede? Sorun…Siyasal islamda. Siyasal islamcılar hakim oldukları alanlarda kendilerinden başkalarına özgürlük tanımıyorlar.

Siyasal İslam iktidara geldiğinde gözü dönüyor, “tam dayatmacı” oluyor.

Peki neden? Çünkü siyasal islamcı gruplar iç oluşumlarında yaşattıkları “baskıcı hava” ile günlük yaşamı ve devlet yaşamını kendi inançları doğrultusunda düzenleme konusunda bitip tükenmez bir hırs içindeler..

Peki neden? Çünkü moderniteden, değişimden yana olsalar bile islami yaşam tarzından vazgeçmek istemiyorlar.

İslami yaşam tarzına engel olacak diye de önlerine çıkan her çalıyı temizlemeye çalışıyor, herkesi kendileri gibi islamcı yapmaya çalışıyorlar..Sonuçta da ılımlı İslam kısa sürede faşizan bir radikal islama dönüyor. Hayatı tek tipleştiriyor..

İşin özü, islamcı alt gruplar “AKP” nin yönettiği bir yapı değil. Siyasal islamın ortaya çıkardığı doğal “hücre” yapıları. Ancak AKP gibi “laiklik” tanımını bir türlü yapamayan, gerçekten laikliğin ne demek olduğunu içine sindirmeyen iktidarların yarattığı “ılımlı” ortamlarda çok çabuk gün yüzüne çıkıp hayatı herkese zindan etmeye başlıyorlar.

AKP eğer laikliği evrensel anlamda yorumlamaz, bu alt gruplara sırt çevirmez ise isterse % 60 oy alıp iktidara yeniden gelsin başarılı olması, Türkiye’de barışı sağlaması, “mitinglerde buluşan milyonları” tatmin etmesi mümkün değil..

AKP “ılımlı” İslam modelini “light” islama dönüştürürse sorun çözülür mü? Çözülmez. AKP “islamı” olduğu gibi siyasetinden de, devlet yönetiminden de arındırmak zorunda..

Arındırmadığı sürece yok olmaya mahkum..Sivil darbeyle mi? Ne fark eder ki..Öyle ya da böyle…Mayo reklamındaki çıplak kadına bakıp “bu günah yasaklayalım” diyen zihniyete çanak tuttuğu sürece nasıl yok olacağı niye önemli ki?

Kritik Köşe Yorum

Puma reklamlarında kaldıraç reklam müziği ama sık tekrarlanmadığı için etkili olamıyor. Tekrarlansa akılara pelesenk olur.

Anket Yorum

Gördüğünüz üzere 21 bin kişin oy verdiği anketimizde % 84 Orhan Pamuk’a Cumhurbaşkanı olması için oy vermem diyor. % 14 ise oy veririm diyor. Açıkçası kendi adıma % 14’ün Orhan Pamuk’a Cumhurbaşkanı olarak oy vermesini son derece umut verici buldum. Bu Orhan Pamuk’u Cumhurbaşkanı olarak görme isteğimden kaynaklanmıyor. Sadece Nobel ödülü almış bir romancımızı hakkındaki her türlü karalama kampanyasına rağmen Cumhurbaşkanı bile görmek isteyenlerin olması “özgür düşüncenin” her şey rağmen korunabildiğini gösteriyor. Ne mutlu!

Hiç yorum yok: